Evliya Hektor kimdir?
© Evliya Hektor yazıları Mehmet Sayarlıoğlu tarafından hazırlanmaktadır. Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izinsiz çoğaltılamaz.Evliya Hektor, Mehmet Sayarlıoğlu’nun eleştiriyel ve mizahi bir dille kaleme aldığı düşüncelerinin ifadesinde kullandığı sanal bir kişiliktir. En son çalıştığı üniversitede rektörlük seçimleri öncesinde hem seçmenlere hem de adaylara iki yazı ile düşüncelerini iletmiştir. Bu yazılar şunlardır;
Rektör Adaylarına ve Seçmenlere Öğütler, Ey Oğul… – I (Temmuz 2010)
Ey oğul, malum ola ki rektörlük seçimine 4 aydan daha az bir vakit kalmıştır. Rektör olmak üzere aday olan evlatlarımı etrafında dolanan dalkavuk seçmenlerden haberdar eylemek isterim. Ey oğul, dalkavuk seçmeni tanımanın vasıtaları şunlardır. Uyanık olasın, ekibinden uzak tutasın. Sana da bazı öğütlerim olacak tutasın…
1. Ey oğul, sana destek verdiğini söyleyen kimsenin dili, elinden ve aklından çok iş yapıyorsa ondan uzak durasın.
2. Ey oğul, seni aday olarak güçlü gördüğünden mütevellit, hep yanında gezmek suretiyle makamını yükseltmeye çalışan alçaktan uzak durasın.
3. Ey oğul, kendini övmek için cümleleri zayii eden ahmaktan uzak durasın.
4. Ey oğul, ömrü boyunca güvenilir bir arkadaşı olmamış, hasbelkader birilerinin amiri olmuş fakat asla hadimi olamamış kimselerden uzak durasın.
5. Ey oğul, yapılabilir olanla yapılabilir olmayanı, öncelikli olanla acil olmayanı, önemli olanla olmayanı ayırt edemeyen akıl fukaralarından uzak durasın.
6. Ey oğul, karakter noksanlığını hal ve hareketleriyle doldurmaya çalışan karaktersiz kimseden uzak durasın.
7. Ey oğul, başkalarıyla müşterek çalışamayan, ya da başkalarının müşterek çalışmadığı kimselerden uzak durasın.
8. Ey oğul, yanında çalışanların duygu ve düşüncelerini anlayamayan ve onları incitenlerden uzak durasın.
9. Ey oğul, gündöndü nebatatına benzeyen, kuvvet neredeyse yüzünü o yana dönen “ancak kuvvete saygılı” kimselerden uzak durasın.
10. Ey oğul, oradan buradan sana laf taşıyan ve bu suretle senin gözüne girmeye gayret eden kimseden uzak durasın. Sakın ha lafların taşınmasından memnun olmayasın, işine gücüne bakasın. Sakın ola ki dedikodulara kulak asmayasın, dedikodu yapanları başköşeye oturtmayasın. Unutma dedikodu zehirli bal gibidir.
11. Ey oğul, bir makam elde etmek için olabildiğince küçülen, bırak bir sahib-i makam olmayı bir kazmaya bile sap olamayacaklardan uzak durasın. Bizim kitabımızda “makam için küçülene, en küçük makam bile verilmez”. Bunu sakın unutmayasın, unutmayasın, unutmayasın..!
12. Ey oğul, “Hocaaaam, eğer göreve geldiğinde bana bir vazife düşerde bana söylemeye çekinirsen vallaha darılırım ha!” diyen zavallı kimseden uzak durasın.
13. Ey oğul, sırf sana oy verecek diye makam dağıtan acizlerden olmayasın, sana oy vermemiş de olsa işi ehline veresin.
14. Ey oğul, rakiplerine hırçınlık yapmayasın, öteleyen değil kazanan olasın. Düşmanlık bizim kitabımızda yazmaz, sana makam gerek değil dost gerek dooost!!
15. Ey oğul, makam şehveti, kadın şehvetinden beterdir. Her şeyden önce kendini bilesin, arabayı mıcıra kaptırmayasın.
16. Ey oğul, ait olduğunu hissettiğin gönüldaşların varsa onlara adaletli bir yöneticiden başkasını vaat etmeyesin, gönül arkadaşlığın adam kayırma vesilesi olmasın. Mazlumu incitmeyesin. Yönetimde “adalet kızlığını” 40 yıllık gönüldaşın için de olsa bozmayasın.
17. Ey oğul kazanmadan önceki dostlarınla, kaybettikten sonra da dost kalasın. Eğer daha da yiğitsen kazanmadan önceki düşmanlarınla kaybettikten sonra da dost olasın.
18. Şu 4 şeye hâkim olasın. Eline, diline, beline, ekibine. Sürekli eli ve aklı belinde olan azgın kimselerden uzak durasın.
19. Ey oğul makama gelmeden önce soysuzlara gebe kalmayasın.
20. Ey oğul yönetim nezaket ister, letafet ister, adab-ı muaşeret ister, haya ister, zeka ister, şuur ister. Her şeyden öte yaratılana karşı “aşk” ister. Bunlar sen de yoğ ise boşu boşuna aday olmayasın. İnsanlardan bir insan olasın.
Aşk, adalet ve bilgi ile kalasın ey oğul !.
Evliya Hektor
Rektör Adaylarına ve Seçmenlere Öğütler. Ey Oğul… – II (10 Ekim 2010)
Rrektör adayı evlatlarım ve seçmen evlatlarım; seçim öncesi son öğütlerimi de alasınız, gayri ötesi size aittir. Haydi, hakkınızda hayırlısı ola…
1- Ey oğul, senin hikâyen sakın Taç Mahal’in hikâyesine benzemesin. Şöyle ki; Şah Cihan’ın çok sevdiği karısı ölmüştür. Ona sevgisini gösterecek muhteşem bir mezar yapmak ister. Dünyanın en büyük mimar ve sanatçılarını getirir. Sonunda Taç Mahal’in inşaatı biter.
Şah Cihan her gün muhteşem Taç Mahal’i gezmekte hayranlıkla onu seyretmektedir. Fakat bu muhteşem yapıda içine sinmeyen, iğreti duran bir şey vardır. Günler sonra fark eder ki, iğreti duran şey eşinin bu yapı içindeki mezarıdır. Ve çok sevdiği eşinin kabrini Taç Mahal’in içinden kaldırtır.
Ey oğul senin Taç Mahal’in rektörlük makamı olmasın. Taç Mahal senin ilkelerini, sevgilerini unutturmasın.
2- Ey oğul, makama geldiğinde insanlara güzel bir gelecekten bahsediyorsun. Unutma ki güzel bir geleceği, ancak bugünü güzel yaşayanlar getirebilir. Eğer bugünü güzel yaşayan, paylaşabilen, bütünleştirebilen, insanlara faydalı olabilen biri isen yoluna devam et. Bugün insanlara anlatacak iyi bir hikâyen yoksa bu işten vazgeçesin oğul.
3- Ey oğul, tüm arzuların kaynağı temel bir hatadan kaynaklanır: Bir şeyleri kaçırdığına dair temel bir yanlıştan. Özü şudur; sen aslında çok değerli birisindir ve bir şeyler mutlaka senin hakkındır. Fakat bunu engellemeye çalışan, bir şeyleri hak etmeyen değersiz insanlar vardır. Ey oğul unutma ki dünya arzular yüzünden kâbusa dönüşür. Benliğini hırs ve arzu ile beslemeyesin oğul.
Ey oğul, hayal âleminde diğer adaylarla yan yana durasın ve adaylara dışarıdan bakasın. Acaba bu yolculukta en değerli aday sen misin? Başkaları senin ayağına takılan çer-çöp kadar değersiz mi? Ne dersin oğul? İçinizde bugünü en iyi yaşayan hanginiz?…
4- Ey oğul, dünyayı seyredesin. Aydınlık ve karanlık, yaz ve kış, erkek ve kadın, nefes almak ve vermek…tüm zıtlar bir bütünlük içinde bulunuyorlar. Hem de dostça yaşıyorlar ve birbirlerini tamamlıyorlar.
Ey oğul, gerçekten zeki birisi isen zıt uçlar arasındaki koordinasyonu sağlamak en büyük marifetin olacaktır. Yaşamdaki en önemli zıtlık “kuşku” ve “güven” dir. Bu iki durum arasında bir koordinasyon oluşturabilirsen ortaya “bütün” çıkar.
Ey oğul, nesnelerin dünyasını araştırırken kuşku çok güzeldir. Ama içe doğru hareket ederken ve insanlarla ilişkilerinde kuşkunu bir kenara bırak, “güven” i kendine yol arkadaşı yap.
5- Ey oğul, rektörlük makamını kendine yegâne hedef, mutluluk kaynağı olarak görmeyesin. Unutma ki dilenci iken mutlu isen padişah olduğunda da mutlu olursun. Dilenci iken mutlu değilsen padişah olduğunda da mutlu olamazsın. Mutluluk makamın ile değil, senin bilinç kaliten ile ilgilidir. Bir şeylerin arayışında olmak, bir şey olmaktan daha iyidir oğul.
6- Ey oğul, otoriteye evet demek çok kolaydır. Fakat dünyayı otoriteye evet diyen insanlar değiştiremezler oğul. Dünya onu bir rüya gibi yaşayan insanlar tarafından değiştirilir. Dünya; ona buna takılmadan yaşayan, dünyada yaşayıp onun içine girmesine izin vermeyen, bozulmayan, sessizliğini her yere taşıyabilen insanlar tarafından değiştirilir oğul.
7- Hiç düşündün mü oğul, tırtıl kelebeğe dönüşebileceğini bilebilir mi? Tırtılı kelebeğe dönüştüren kendi gücü müdür? Unutmayasın oğul, güç peşinde gidersen giderek bilinçsizleşirsin. Çünkü hem arkasından gittiğin güç bilincini yok eder, hem de ancak bilinçsizsen güç peşinde gidebilirsin. Bir birey olasın ve gerekirse de bunun bedelini ödeyesin ey oğul.
8- Ey oğul, gerçeği çoğu zaman yansıtamazsın. Sana ne söylenmiş, ne öğretilmiş ve nasıl şartlandırılmışsan zihnin onun hizmetindedir. İnsanların zihni sözcükler üzerinden çalışır. Birisi “dikkat et! Bu adam sahtekâr” dese ona karşı tavrın hemen değişir, eskisi gibi kalamazsın. Adam sahtekâr olmasa bile küçücük bir sözcük her şeyi çarpıtır. Kendini geri çekersin. Hatta zihnin bu söze dayanak aramaya başlar.
Ey oğul, sadece belli bir kalıba ve zihninin çalışma biçimine göre davranıyorsun. Arzuların üzerinden hareket ediyorsun. Biri arzunu yerine getirebiliyorsa veya sen, onun arzunu yerine getirebileceğini düşünüyorsan o “büyük biri” oluyor.
Ey oğul, aday olarak desteklediğin kişinin rektörlüğü kazanamadığını düşün. Seçim sonrasında o kişi yine bir “lokomotif” olarak yanında durabileceğin özelliklere sahip biri mi? Ya da sadece kazanırsa senin arzularını yerine getirecek “vagon” biri mi? Sence iş bu kadar basit mi? Kendine oyuncak tren mi arıyorsun oğul !!?
9- Ey oğul, eğer iyi sörf yapabilirsen dalgaların üzerinde çok iyi dans edebilirsin. Dalgaların yardımıyla kendi hedeflediğin yere gidebilirsin, sahile çıkabilirsin. Fakat iyi sörf yapamıyorsan sadece dalgaların istediği yere gidersin. Dalgaların hakkını veremezsen de telef olur gidersin. Dalgaların hakkını verebileceksen sörf yapasın, hakkını veremeyeceksen hem kendini hem de dalgaları rezil etmeyesin oğul.
10- Ey oğul, bir önceki mektubumda demiştim ki; şu 4 şeye hakim olasın: eline, diline, beline, ekibine. Dilinin ve ekibinin belasını çekeceksin oğul bilesin.
Diline sahip olamadın oğul. Yapacakların yerine başkalarının zaaflarını anlattın. Hem abartarak hem de katarak anlattın. Hem kendini aldattın, hem de başkalarını aldattın. Günahsız isen ilk taşı sen at oğul.
Ekibine sahip olamadın oğul. İnsanların saygısını kazanamamış dalkavuklar etrafında saygınlık ve itibar peşinde iken sen bunlara göz yumdun. Kapıdan kovdukların için pencereyi açık tuttun. Siyasi davrandın, ancak dürüst davranamadın ey oğul.
Benim diyeceklerim bunlardır. Sonrası gayri sana aittir. Aşk, Adalet ve Bilgi ile kalasın ey oğul !.
Evliya Hektor
KAYNAKLAR:
(Anonim ve özlü sözler, atasözleri, Mesnevi ve Osho’nun eserlerinden yararlanılmıştır)
Sayın Hocam,
Siteniz ve yazılarınız için size tebrik ederim. Gönül ve zeka ürünü yazılarınızın devamını dilerim.
Teşekkür ederim Kemal hocam.